Islamda Milliyetçilik Yasak Mı ?

zenrcade

Active member
İslam’da Milliyetçilik: Yasak mı, Serbest mi?

İslam, temel öğretileri ve kutsal metinleriyle, tüm insanları bir araya getirmeyi amaçlayan bir dindir. Bu bağlamda, milliyetçilik kavramı İslam düşüncesinde genellikle dikkatle ele alınmış ve farklı yorumlara tabi olmuştur. İslam’daki evrensel mesaj, tüm insanları Allah’a inanmaya ve O’nun emirlerine uymaya davet ederken, aynı zamanda insanların farklı milletlerden, kültürlerden ve coğrafyalardan oluştuğunu kabul eder. Ancak, milliyetçilik, yani bir ulusun diğerlerinden üstün olduğunu savunan anlayış, İslam’daki evrensel kardeşlik anlayışıyla çelişebilir mi? İslam’da milliyetçilik yasak mı, yoksa kabul edilebilir mi? Bu yazıda, İslam’daki milliyetçilik anlayışını, tarihsel bağlamda ve çağdaş yorumlarla ele alacağız.

Milliyetçilik Nedir?

Milliyetçilik, bir ulusun veya milletin çıkarlarını ön planda tutan, aynı ulusun kültürüne, diline, tarihine, coğrafyasına ve kimliğine dayalı bir siyasi düşüncedir. Milliyetçilik, insanların kendilerini ait oldukları toplulukla özdeşleştirmeleri, bu topluluğu koruma ve onun değerlerini yüceltme amacını güder. Bu anlayış, bir halkın diğerlerinden üstün olduğu veya farklı olması gerektiği fikrini içerebilir.

İslam’ın Evrensel Kardeşlik Anlayışı

İslam’ın temel öğretilerine baktığımızda, dinin merkezinde evrensel bir kardeşlik anlayışının yattığını görmekteyiz. Kur'an-ı Kerim, insanları Allah’ın yarattığı birer varlık olarak kabul eder ve tüm insanların eşit olduğunu vurgular. İslam’ın temel esaslarından biri olan “İnsanlar, Allah katında eşittir” anlayışı, milliyetçiliğin dayandığı "bir halkın üstünlüğü" anlayışıyla örtüşmez.

Kur'an’daki bir ayet, bu evrensel kardeşliği net bir şekilde ifade eder:

“Ey insanlar! Şüphesiz biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve sizi kavimler ve kabileler kıldık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphesiz Allah katında en değerliniz, O’ndan en çok korkanınızdır.” (Hucurat, 13)

Bu ayet, insanların farklı uluslardan ve kavimlerden olmasının, onları birbirlerinden üstün kılmadığını, aksine, Allah’a en yakın olanın üstün olduğunu belirtir. Burada, milliyetçilikle çelişen temel bir vurgu bulunmaktadır: İnsanların etnik kimlikleri veya milliyetleri, Allah katında bir değer ölçütü değildir. Yani, İslam’da milliyetçilik, insanların Allah’a olan yakınlıklarını veya üstünlüklerini belirlemez.

Peygamber Efendimizin (S.A.V.) Milliyetçilikle İlgili Söylemleri

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), milliyetçilikle ilgili olarak birçok hadisinde, tüm insanların birbiriyle kardeş olduğunu vurgulamıştır. Örneğin, Vedâ Hutbesi’nde şunları söylemiştir:

“Ey insanlar! Arap'ın Arap olmayan üzerinde, Arap olmayanın da Arap üzerinde, beyazın siyah üzerinde, siyahın da beyaz üzerinde hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” (Tirmizi, Hac, 107)

Bu hadis, milliyetçi düşüncenin İslam’la bağdaşmadığını açıkça ortaya koyar. İslam’da insanlar, etnik kökenlerinden veya milliyetlerinden dolayı üstün tutulmazlar. Takva, yani Allah’a olan yakınlık, kişiyi üstün kılan tek ölçüttür. Bu durum, milliyetçilik anlayışının İslam’ın evrensel kardeşlik anlayışıyla uyumsuz olduğunu gösterir.

Milliyetçilik ve İslam’a Aykırılığı

Milliyetçilik, toplumları genellikle etnik kimlik, dil, kültür veya coğrafi sınırlar üzerinden tanımlar. Ancak, İslam’da bu tür bölücü anlayışlar yerine, insanların Allah’a inanıp O’na kulluk etme ortak paydasında birleşmeleri beklenir. Milliyetçilik, bazen aşırı milliyetçilik veya milliyetçilik temelli ırkçılıkla birlikte, bir halkın veya ulusun diğerlerinden üstün olduğu fikrini barındırabilir. Bu, İslam’daki “tevhid” yani Allah’ın birliği inancına ve “ümmet” anlayışına ters düşer.

Ümmet, İslam’ın tek bir topluluk olarak tüm Müslümanları kapsayan anlayışıdır. Müslümanlar, dünya çapında tek bir toplum olarak kabul edilirler ve bu toplum, etnik köken veya milliyet farkı gözetmeksizin, yalnızca Allah’a iman ve İslam’ın öğretilerine bağlılık etrafında şekillenir. Dolayısıyla, milliyetçilik, ümmetin birliği anlayışına aykırıdır.

Çağdaş Yorumlar ve Milliyetçilik

Günümüzde İslam dünyasında milliyetçilik, farklı coğrafyalarda farklı şekillerde yorumlanmıştır. Bazı İslam ülkelerinde, özellikle modernleşme süreçleri ve batılı etkiler nedeniyle milliyetçilik, ulusal kimlik inşa etme sürecinin bir parçası haline gelmiştir. Ancak bu, İslam’ın temel öğretilerine ters düşen bir durumdur.

Modern İslam düşünürlerinden bazıları, milliyetçiliği tamamen reddetmeyebilir, ancak milliyetçiliği İslam’ın evrensel kardeşlik anlayışıyla dengelemeye çalışırlar. Örneğin, bazılarına göre, milliyetçilik, bir ulusun diğer uluslara zarar vermediği ve tüm insanlığın yararına olan bir amaca hizmet ettiği sürece kabul edilebilir olabilir. Bununla birlikte, milliyetçiliğin aşırıya kaçması, halklar arasında ayrımcılığa ve ırkçılığa yol açabilir ve bu durum, İslam’ın evrensel değerlerine ters düşer.

Sonuç: İslam’da Milliyetçilik Yasak mı?

İslam, insanları bir araya getiren, ırk, etnik köken, dil ve coğrafya farklarını ortadan kaldıran bir din olarak öne çıkar. İslam’ın öğretilerinde, milliyetçilik anlayışının genellikle kabul edilmediği, aksine insanların Allah’a olan takvalarının üstünlük ölçütü olduğu vurgulanır. Milliyetçilik, bir ulusun diğerlerine üstün olduğu veya onlardan farklı olması gerektiği anlayışını taşıdığında, bu anlayış İslam’ın evrensel kardeşlik mesajıyla çelişir.

Ancak, milliyetçilik kavramı, farklı kültürel ve coğrafi bağlamlarda farklı şekillerde yorumlanabilir. İslam’da milliyetçilik yasak olarak nitelendirilebilecek kadar kesin bir şekilde reddedilmemekle birlikte, milliyetçiliğin aşırıya kaçması ve ırkçılığa, ayrımcılığa dönüşmesi İslam’a aykırıdır. İslam, insanların Allah’a olan bağlılıkları etrafında birleşmelerini öğütler ve bu, evrensel bir kardeşlik anlayışını esas alır.

Sonuç olarak, İslam’da milliyetçilik, bir milletin diğerinden üstün olduğunu savunan anlayışlarla çelişir ve İslam’ın evrensel kardeşlik mesajına ters düşer. Bu nedenle, İslam’da milliyetçilik bir ideoloji olarak değil, bireylerin ve toplulukların birbirlerine karşı adil ve eşit davranması gerektiği bir öğreti olarak değerlendirilmelidir.